Aşağıdaki kısımlarda kişilik yapısının nevrotik, psikotik ve sınırdurum-düzeyleri arasındaki ayrımları gösterilmiştir. Bu ayrımlar, savunmalar, kimlik bütünleşmesi düzeyi, gerçeklik sınamasının yeterliliği, kendi patolojisini gözlemleme kapasitesi, kişinin birincil çatışmasının niteliği, aktarım, karşı-aktarım olasılıkları ve ilk görüşme veya devam eden tedavi bağlamında kendilerini tespit edilebilir davranış ve iletişim şekilleri halinde nasıl ortaya koydukları üzerine ele alınmıştır.
Nevrotik-Düzey Kişilik Yapısının Temel Nitelikleri
*Gerçekte bozulma yoktur. *Oedipal dönem sorunları mevcuttur. *Ayrışma-bireyleşme dönemi sağlıklı geçmiştir. *Belli tip sorunları fark etmezler, gözlemleyen ego geliştikçe fark edilir. *Diğer kişilik örgütlenmelerine göre çalışılması en kolay örgütlenmedir. Terapötik iş birliği daha kolay olur. Diğer hastalarda bu sürecin fark edilmesi öfke uyandırır (direnç psikotik ve sınır kişilik örgütlenmelerinde daha fazladır).
*Savunmaları diğer örgütlenmelere göre daha üst, ikincildir. Id enerjisi dışarı çıkmaz. Esnek olmayan ego savunmaları vardır (katı ego savunmaları). *Aktarımın en iyi verildiği örgütlenmedir (aktarım nevrozunu terapiste daha iyi verirler, terapistin çatışma alanlarına girmelerine daha rahat izin verirler). *Bütünleşmişlik hissini terapiste verirler. *Kaygı duyarlar ama uyumları daha kolaydır. *İç dünyalarının derinliklerine inebilirler. *Kimlikleri bütüncüldür (ilk bakım verenleriyle daha sağlıklı ilişki kurmuş olanlardır). *İlkel savunma mekanizmalarını kullanmazlar. – Aşırı stres, travmada ilkel savunma mekanizmalarına rastlanabilir onun dışında olgun savunmalar kullanırlar.
Amaç: Savunma mekanizmalarını esnetmek ve id enerjisini serbest bırakmakken, psikozda tam tersidir.
Psikotik-Düzey Kişilik Yapısının Temel Nitelikleri
*Gerçekte bozulma vardır. *Bebeklik oral dönem sorunları mevcuttur. *Ayrışma-bireyleşme döneminde kalmıştır. *Varoluşsal dehşet (yok olma) yaşarlar. Bu hissi seansta bize taşırlar. *Analitik terapiye çok tercih edilmez. *İlkel savunmalar kullanırlar. *Bütünleşmişlik hissini bize vermezler. *Zayıf ego savunmaları kullanırlar, ıdden gelen ilkel malzemeyi çaresizce kullanırlar. *İleriki safhadaki psikotiklere kaygı işlemez. *Psikotiklerde anlatımlar kopuktur. *Düşmanca tavır sergilemeleri aktif dönemdeyken olabilir. *Destekleyici psikoterapi yapılmalıdır. *Tutarsız ve samimi olmayan şeyleri hissederler. *Psikotik bir örgütlenmeye sahip kişi için dünya nasıl gözüküyoru anlamalı sonra onu gerçekle yüzleştirmeliyiz. *Psikotik bir örgütlenmeye sahip kişiyi rahatlatıcı birkaç bilgi vermek önemlidir. *Psikotik bir örgütlenmeyle çalışan terapistin içinde kızgınlık hissi uyarılabilir. *Psikotik bir örgütlenmeyle çalışırken terapistin çalıştığı düzey önemli olmakla birlikte çoğu zaman hastanın yorumları anlaşılmaz. *Psikotik bir örgütlenmeye sahip kişide kimlik tamamen ayrışıktır.
*Psikotik bir örgütlenmeyle çalışan terapistler hastalarına somut şeyler sormalı ve anlatmalıdır. Bu tarz örgütlenmeye sahip kişiler konudan tamamen kopuk oldukları için soyut şeylerden kaçınılmalıdır. *Id malzemeleri yüzeydedir.
Sınırdurum Kişilik Yapısının Temel Nitelikleri
*Gerçekte (bilinçte) kısmi bozulma vardır. Nevroz ve Psikozun arasındadır kişi. *Anal-pre-oedipal dönem sorunları mevcuttur. *Ayrışma-bireyleşme döneminde kısmi tamamlanmamışlıklar vardır. *Yakın ilişkilerde yutulmaktan korkarlar. *Çalışılması nevrozdan daha zordur. *Boyuta göre değişmekle birlikte en temel savunmaları ilkel bölme’dir. *Terapide sabırlı olunmalıdır, karşıt aktarım ve aktarımda zorlayıcıdırlar. *Bütünleşmişlik hissini terapiste vermezler. *İlkel savunmaları kullanırlar (İnkar, bölme, yansıtmalı özdeşleşim). *Psikotiğe yakındırlar, bu tarz örgütlenmeye sahip kişilerde ilkel savunma mekanizmalarını kullanırlar (karşılaştırmada hemen kaygı ve korkuları artar). *Tutarlılık yoktur (genelde madde kullanımı vardır). *Dışarıya karşı saldırganlaşırlar.
*Yalnızlık, boşluk hissine birinin arayışı vardır ama kendini çok açınca da yutulma korkusu arasına sıkışmışlık vardır. *Bu tarz kişiler varoluşsal dehşet duymazlar. *Bu tarz kişiler doyumu erteleyemezler (Dürtüseldirler). *Kimlik karmaşıklığı yaşarlar (Ayrışık benlikler). *Dünya onlar için iyi ya da kötüdür (bölme savunma mekanizmasını kullanırlar). *Terapistide bölebilirler (terapistler için kötü ün). *Terapide kendilerine yapılan yorumları anlarlar. *Fırtınalı kişiliklerdirler (acil servislerde intihar etme sebebi ile sıkça bulunurlar, terapide biraz daha katı ve sert yaklaşım önemlidir).
Savunma Süreçleri
Savunma mekanizmaları ilk olarak Freud tarafından ortaya çıkarılmış, geliştiren Anna Freud olmuştur. Nancy Mc Williams’a göre, savunma mekanizmaları ilkel ve gelişmiş savunmalar olarak ikiye ayrılmıştır. Bütün savunma mekanizmaları bilinçdışıdır. Bu savunma mekanizmalarını hastalar saklama eğilimindedirler. Savunma mekanizmaları sağlıklı/sağlıksız kişilere yardımcı olan, bilinen doğru yollardır. Kaygı çok ciddi hissedildiğinde ruhsal yaşamın bütününü korumak için, o arzu, düşlem, çatışmaya kaygıya çıkış yolu olarak kullanılan savunmalarla sağlanır. Tek bir savunma mekanizması kullanılmaz, duruma göre ortaya çıkar ve çeşitlilik gösterebilir. Savunma mekanizmaları herkeste vardır, sürekli kullanıldığında gerçeklik algılayışını bozar. Savunmaların verdiği en önemli zarar kendilik ve diğer insanlarla olan duyguların kaybıdır. Terapist hangi savunmaların uyum sağlamayı kolaylaştırdığını hangilerinin ise uyum sağlamayı engellediğini araştırmalıdır.
Hastanın o zamana kadar ki güvendiği şeyi bozmaması, yok etmemesi için terapist belirsizliğe tahammül edebilmelidir. Savunmaları hastanın ele alış biçimi yavaş yavaş gelişmelidir. Yani savunma mekanizması adını kullanmadan önce terapist savunmaları fark etmeli sonra hastaya fark ettirmeye çalışmalıdır (halıyı sertçe hastanın altından çekip almadan). Aksi halde, kişi saf olan kaygıyla baş başa kalacaktır.
Bozukluklara Göre Savunmaların Kullanımı
*Borderline- Bölme *Narsistik- Ülküleştirme, değersizleştirme *Şizoid belirtileri olanlar- İzole olma, İçe dönme *Paranoid özelliği olanlar- Yansıtma *Psikosomatikler- Gerileme, döndürme, somatizasyon *Depresif ve mazoist kişiler- İçe atım *Manide- İnkar (acı veren bütün duyguların inkarı) *Fobiler- Sembolizasyon (babası ile olan korkunun köpekle olan korkusuyla birleşmesi) ve yer değiştirme *Obsesif olan kişilerde- Dondurma, ahlakileştirme *Kompulsiyonlarda- Yap boz *Histerik (nevrotik düzey)-, Bastırma *Travma geçiren kişiler- Bastırma, İnkar, disosiyasyon
Kaynakça
McWilliams, N. (2010). Psikanalitik Tanı. Baskı. E. Kalem,(çev.) İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları (orjinal baskı tarihi 1994).
Comments